Köy Enstitüleri Kuruluşu
Sevgili Gelişen Kariyerim okurları, bugün sizlerle birlikte Cumhuriyetimizin kurulduğu zamanlarda oluşan ilk eğitim sistemimiz olan Köy Enstitülerine bakalım. Köy Enstitülerinin kurulmasında, gelişmesinde çok büyük emeği ve çabası olan Saffet Arıkan, Hasan Ali Yücel ve İsmail Hakkı Tonguç’tan bahsetmek istiyorum. Devamında da Köy Enstitüleri kuruluşu, ders programı ve kapanma sebeplerine değinmek istiyorum.
İçindekiler
Köy Enstitüleri Başlıca Kurucu İsimleri
Saffet Arıkan
1888 yılında şu anki adıyla Erzincan’da dünyaya gelmiştir. 1947 yılında Ankara’da vefat etmiştir. 1910 yılında Harp Akademisinden Kurmay Yüzbaşı olarak mezun olmuş olmasına rağmen askerlik dışında Moskova’da ataşe, 1935 yılından sonra Milli Eğitim Bakanı, 1940-41 yıllarında Savunma Bakanı, 1942-44 yıllarında Berlin Büyükelçisi olarak birden çok ve farklı görevlerde çalışmıştır. Milli Eğitim Bakanı olduğu zamanlarda Atatürk ve İsmet İnönü öncülüğünde İlköğretim Seferberliği ve Köy Enstitülerinin başlangıcı olan Köy Öğretmen Okullarını açmıştır.
Hasan Ali Yücel
17 Aralık 1897 yılında İstanbul’da dünyaya gelmiştir. 1961 yılında doğmuş olduğu şehirde İstanbul’da vefat etmiş olmasına rağmen naaşı Ankara’da bulunan Cebeci Asri Mezarlığındadır. Can Yücel ismini duymuşsunuzdur, şiirinde geçen çağın en güzel gözlü maarif müfettişi diye bahsettiği kişi babası Hasan Ali Yüceldir. Hukuk fakültesine kayıt yaptırmıştır ama Hukuk öğretimini tamamlamamıştır. Kaydını Cağaloğlunda bulunan Darülmuallimin-i Aliye Edebiyat Fakültesi (Yüksek Öğretmen Okulu) Felsefe Bölümüne aldırmıştır. 1921 yılında hazırlamış olduğu “Ruh ve Beden” teziyle mezuniyete hak kazanmıştır. Ücretli öğretmenlik, üniversitede İnzibat memurluğu, atandıktan sonra Türkçe ve Edebiyat Öğretmenliği, Felsefe Öğretmenliği yapmıştır. 1927 yılında öğretmenlik mesleğine veda etmiştir, “Mıntıka Müfettişleri” unvanıyla İstanbul Maarif Emirliğinde görev almıştır. 1930 yılında araştırma ve inceleme göreviyle Paris’e gönderilmiştir. 1932 yılında, batı ülkeleri baz alınarak kurulan, yurt dışında okumuş bireylerden oluşan Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’ne müdür olarak atanmıştır.
1933 yılında Maarif Vekaleti Orta Tedrisat Umum Müdürlüğü’ne atanmıştır. 1934 yılında Cumhuriyet Halk Partisinden İzmir Milletvekili olarak Meclise girmiştir. 28 Aralık 1938 yılında Celal Bayar kabinesinde Maarif Vekili olmuştur. 15 Haziran 1946’da 4936 sayılı Üniversiteler Yasasının çıkarılmasına önayak olmuştur. 5 Ağustos 1946 yılında 7 yıl ve 7 ay sürdürdüğü Maarif Vekilliği (MEB) görevinden istifa etmiştir. İstifasının ardından gazetecilik yapmıştır.
İsmail Hakkı Tonguç
1893 yılında Bulgaristan’ın Silistre iline bağlı Totrakan ilçesinin Tatar Atmaca köyünde dünyaya gelmiştir. 24 Haziran 1960 yılında vefat etmiştir. 1916 yılında o zamanlar Maarif Naziri olan Şükrü Bey tarafından Kastamonu Muallim Mektebi’nde parasız yatılı öğrenci olarak öğrenim görmesi sağlanmıştır. 1918-19 yıllarında Almanya’nın Karlsruhe kentinde bulunan Ettlingen Öğretmen Okulunda eğitim almıştır. 1919 yılında ülkeye dönerek kısa süreli öğretmenlik ve yöneticilik yapmıştır. 1925 yılında yeniden Almanya’ya 5 aylık eğitime gönderilmiştir. 1925-26 yılları arasında ülkeye dönerek yeniden öğretmenlik ve müdürlük görevleri yapmıştır.
10 Temmuz- 26 Ağustos 1926 tarihlerinde Köy Enstitülerinin prensibi olan “iş için iş içinde işle eğitim” ilkesine dayanan “İş İlkesine Dayalı Öğretim Kursu” nun açılmasında çalışmıştır. 3 Ağustos 1935 yılında vekaleten İlköğretim Genel Müdürü olmuştur. Bu süreçte Köy Enstitülerinin zeminini hazırlamıştır. 1938 yılında İlköğretim sistemlerini araştırmak üzere Bulgaristan, Macaristan ve Almanya’da bulunmuştur. Hasan Ali Yücelin Maarif Vekili olduktan sonra vekaleten sürdürdüğü İlköğretim Genel Müdürlüğüne atanmıştır. 25 Eylül 1946 yılında görevinden alınana kadar Köy Enstitüleri için canla başla çalışmıştır. Görevinden alındıktan sonra Talim Terbiye Kurulu üyeliği verilmiştir, Türkiye’nin değişik yerlerine öğretmen olarak sürgün edilmiştir. 1954 yılında kendi isteğiyle özel yaşantısının bile önüne koyduğu mesleğinden istifa etmiştir.
Köy Enstitüleri Kuruluşu
1936 yılında Saffet Arıkan’ın önderliğinde Köy Eğitmeni Projesi uygulanır. Bu projede askerliğini onbaşı veya çavuş rütbesinde yapan genç yaştaki insanlara Ziraat Bakanlığının vermiş olduğu destekle modern tarım tekniklerini kullanan Mahmudiye Devlet Üretme Çiftliği’nde eğitim alma imkânı sağlanmıştır. Buradan alınan eğitimle köylerine döndüklerinde köyün hem öğretmeni hem de tarımda teknolojinin kullanılmasının öğretilmesi ve yaygınlaştırılması görevini üstlenmiş olmaktadırlar. Bu uygulama Köy Enstitülerinin kurulmasına ve gelişmesine zemin oluşturmuştur. 17 Nisan 1940 yılında mecliste kabul gören Köy Enstitüleri yasasının meclisten geçmesi süreci sancılıdır. Mecliste başlıca tartışma sebepleri:
- Erkek ve kadın öğrencilerin birlikte eğitim almalarının ahlak anlayışına ters olduğu düşüncesi
- Eğitim kurumlarının yapımında köylülerin ücretsiz olarak çalıştırılacak olması
- Kuruluşu ve öğretim yönteminin farklı olması
- Köy Enstitülerinin keyfi bir şekilde oluşturulduğunun iddia edilmesi
- Halkın köylü ve kentli diyerek ikiye ayrılmasıyla birlikte yeni bir sınıfın olması korkusu
- Kentli diye nitelendirilen bireylerin yeterli eğitim alamayacakları iddiası
Bütün iddiaların temelinde yatan asıl sebep köyde yaşayan savaşlardan dolayı geri kalmış, haklarını tam olarak bilmeyen halkın gözünün açılmasını istemeyen toprak ağalarının milletvekillerine yaptıkları baskıdır. Yücel’e göre bu eğitim sistemiyle ülkedeki nitelikli öğretmen ihtiyacı 15 yıl içerisinde kapatılabilecektir. Köy Enstitülerindeki amaç köye okul yapayım, yardım göndereyim değildir. Her şeyden önce gerçek amacı köy halkını her anlamda bilinçlendirmektir.
Köy Enstitülerinin Kuruluş Yerleri
Önceki eğitim sistemlerinden tecrübe edinilmiş olan en büyük sorun kentte büyümüş veya sonradan kente gidip orayı benimseyen öğretmenler köyde ders vermek istememektedirler. Bazen onlar ders vermek istemektedirler ama köy halkı dışarıdan geleni kabul etmek istememektedir. Kurulacak yeni sistemde bunun engellenmesi gerekmektedir. Bunun için Köy Enstitülerinin kurulacak yerleri kentin ilçelerine uzak olmayan köyler olarak belirlenmektedir. Bu köylerin ortak özellikleri iş görmez, bataklık ve verimli hale getirilebilecek toprakların olmasıdır. Seçilen bölgeler Türkiye’nin bütün bölgelerini kaplamaktadır. Enstitülere alınacak öğrenciler sağlıklı, sıhhatli ve müsait köylü çocuklarından seçilmektedir.
Köy Enstitülerinde Verilen Dersler
Enstitülerin önlerinde mevcut bir program bulunmamaktadır. Bu nedenle görevli öğretmenler enstitülerin kuruluş amacı doğrultusunda bölgenin ihtiyaçlarına uygun program hazırlamaktadırlar. Hazırlanan bu programlar Bakanlığa onaylatılarak yürürlüğe girmektedir. Enstitülerin ana çizgisi; enstitüdeki köy çocuklarının köy yaşantısından kopmaması için enstitüde de köy yaşamı hakim olacaktır. Enstitülerdeki bütün çocuklar bölgenin uygunluğuna göre ziraat işleri faaliyetine katılmak zorundadırlar. Bunun yanında kız ve erkek öğrencilerin cinsiyetlerine uygun atölye işleri öğretilmektedir. Bu atölye işlerinin de köylerde geçerli olmasına dikkat edilmektedir.
Erkeklerin eğitim aldıkları atölye dersleri;
- Demircilik
- İnşaatçılık
- Taşçılık
- Nalbantlık
- Kooperatifçilik
Kızların eğitim aldıkları atölye dersleri;
- Dikiş- biçki
- Konservecilik
- Kümes hayvanları yetiştirmek
- Dokumacılık
- Çocuk bakımı
Enstitülerdeki öğrencilerin köylerine geri döndüklerinde yalnızca öğretmen olmaları değil köy kalkınma hareketinde liderde olmaları istenmektedir. Bundan dolayı öğrencilerin köyden kopmamaları için bu dersler verilmiştir. Saydıklarımıza ek olarak detaylı bir şekilde verilen dersler aşağıda yer alan görselde bulunmaktadır.
1943 yılı Köy Enstitüleri Öğretim Programı
- Derslerin toplam işlenme sürelerinin %50’ si genel kültür ve meslek dersleri, %25’ iş, %25’i tarım ders ve çalışmaları olarak düzenlenmiştir. Haftalık ders programı 44 saattir.
- Öğretim süresi ilkokullarda 5 yıldır.
- Mezun olacak öğretmen adaylarının tek görevleri öğretmen olmak değildir. Gidecekleri köyde geçerli olan iş ve tarım olmak üzere iki alanda yeterlilikleri olması gerekmektedir. Öğrendiklerini öğrencilerine ve köy halkına öğretmekle yükümlüdürler.
- Tarım ders ve çalışmalarını bölgenin durumu belirlemektedir.
Yetişen öğretmenlerin sadece öğretmenlik yapmadığına yukarıda değindik. Tarımı öğrenmelerinin yanında köylerdeki sağlık sorununu halletmeleri içinde eğitim almışlardır. Öğrenciler tam da Tonguç’un istediği gibi eğitim üretim içindir ve iş içinde iş için eğitim almaktadırlar. Kurulmasından, alınan derslere kadar her aşamasında öğrencilerden ve köy halkından destek alınmaktadır. Öğrenciler yapay ders araçlarıyla değil gerçek iş araçlarıyla ders görmektedirler. Yani hayatı kenardan değil hayata orta yerinden başlamaktadırlar. Köy Enstitülerinin en büyük prensiplerinden birisi de Bakanlığa sıkıntılarından yakınmak değildir. Bu sıkıntılara kendi içlerinde çözümler bulmaktır. En önemlisi bütün öğrenciler bu düzene ayak uydurmak zorundadırlar.
Köy Enstitülerindeki Yapılacak İşler;
- Enstitünün bulunduğu arazinin ağaçlandırılması
- Enstitü alanındaki bataklık yerlerin kurutulması,
- Enstitüye ulaşımın kolaylaşması için yol yapımı,
- İşlenmemiş enstitü toprakların verimli hale getirilmesi,
- Öğrencilere her fırsatta hayvanlara ve bitkilere zarar veren çeşitli hastalık ve etkenlerden korunması önlemlerinin öğretilmesi isteniyordu.
Kazandırılacak Beceri ve Alışkanlıklar Bölümünde;
- Bisiklet ve motosiklet kullanma,
- Yüzme, ata binme, dağa tırmanma,
- Sandal, yelken, motorlu deniz araçları kullanma,
- Mandolin, ağız armoniği, flüt gibi bir müzik aletlerini çalma,
- Yerel ve ulusal oyunları oynama,
- Radyo ve gramofondan müzik parçaları dinleme yer almaktaydı.
Kültürel Etkinlikler Bölümünde;
- Köyde yaşamı konu edinen kitaplar başta olmak üzere öğrencilerin her konuda bilgilerini ve ufuklarını arttıracak nitelikte olan kitapların okutulması ve kütüphane kurulması
- Enstitülerin bulunmuş olduğu alanların coğrafi ve tarihine uygun etnografik, jeolojik ve tarımsal değer taşıyanlarla birlikte “yurt müzesi” kurulması,
- Öğrencilerin öğretmenlerle birlikte görev aldığı eğlence ve müsamerelerin düzenlenmesini kapsamaktadır.
Enstitülerin farklı özelliklerinden birisi de tatillerdir. Enstitüler yıl boyunca faaliyet göstermektedir. Öğrencilerin 45 günlük tatil izinleri bulunmaktadır. Hep birlikte tatile çıkılmaz sırasıyla tatile çıkılmaktadır. Tatil sırasında da öğrencilerin hem enstitüye hem de köy halkına karşı sorumlulukları devam etmektedir.
İlk olarak köylerinde enstitüyü temsil etmekte ve oradan edindikleri bilgileri halka yaymakla sorumludurlar. Ondan sonra tatilde oldukları süre boyunca tatil yaptıkları yerde topladıkları bitki ve hayvan türlerinin örneklerini, el işlerini, halk türkülerini Enstitüye getirmek
Yüksek Köy Enstitüsü
3803 sayılı Köy Enstitüleri Kanununun 17′ nci maddesinde Köy Enstitülerine öğretmen göreviyle tayin olabilecek bireylerin çok yerden temin edilebileceği görünmektedir. Bu duruma rağmen Yüksek Köy Enstitülerinin açılması şart olmuştur. Bunun sebebi de köy eğitimlerinin gerçek anlamıyla gerçekleştirilme isteğindendir. Bu isteği karşılamak için bir denetleme ve yönetici kadrosu oluşturulmalıdır. Bunlar köy enstitüleriyle sağlanamadığı için yüksek köy enstitüsü kurulmuştur.
İlk açılan Yüksek Köy Enstitüsü Ankara’da bulunan Elmadağında Hasanoğlan Köy Enstitüsü içerisinde açılmıştır. Yüksek Köy Enstitülerine alınacak öğrencilerin Köy Enstitülerini en uygun şekilde bitirenlerden seçilmesine özen gösterilmiştir. Bu seçimlerde her enstitünün öğretmen kurulundan aday gösterilen öğrencileri sınava tabii tutularak alınmışlardır.
Yüksek Köy Enstitüsünde Verilen Dersler
Kız- erkek öğrencilerin birlikte aldıkları dersler; Güzel Sanatlar, Zirai İşletme Ekonomisi
Erkek Öğrencilerin aldıkları dersler; Yapıcılık, Maden işleri, hayvan bakımı, tarla ve bahçe ziraatı
Kız Öğrencilerin aldıkları dersler; Köy Ev ve El Sanatları
Yüksek Köy Enstitüsü öğrencileri öğretim yılları sonunda Köy Enstitülerinde zorunlu staj yapmaktadırlar. Son sınıflarda bu zorunlu staja ek inceleme projesi de yaptırılmaktadır. Araştırma konuları köy, tarım ve köy eğitimi üzerinedir. Bu inceleme projeleri diğer öğrencileri de bilimsel araştırmalara yöneltilmektedir. Cumhuriyet döneminde
Son olarak Yüksek Köy Enstitülerinden mezun olanlar, Köy Enstitülerine Öğretmen, Kesim Denetmeni (müfettiş), Gezici Başöğretmen, Bölge Okul Müdürü olarak görev yapmışlardır.