Genel Kültür

Öğrenilmiş Çaresizlik Nedir?

Merhaba Sevgili okurlar, hepimizin hayatında çaresiz kaldığımız zamanlar olmuş. Başarısız olduğumuz durumlarla karşılaşmışızdır. Ama önemli olan kaç kere düştüğümüz değil. Tekrar ayağa kalkabilme gücünü bulmaktır. Bu yazımda da sizlere Öğrenilmiş Çaresizlik Nedir, öğrenilmiş çaresizlik teorisi ve bu konuda yapılan deneylerden bahsedeceğim.

Öğrenilmiş Çaresizlik Nedir?

Öğrenilmiş Çaresizlik Nedir, bir diğer adıyla kazanılmış başarısızlık sendromudur. Bir çok deneyim sonunda her defasında kişinin başarısızlıkla karşılaşıp bu durumu kabullenmesi ve bunu ilke edinmesidir. Kişi eğer çok sayıda başarısızlık yaşadıysa tekrar denesem de nasıl olsa olmayacak gibi bir düşünceye kapılması, o konu da asla başaramayacağını düşünüp vazgeçmesidir. Bu durum güçlü bir psikolojik etkidir. Bireyler de bu durum çok hızlı ilerler. Başarısızlığın önündeki engel kalkmış olsa da birey kendini bu duruma o kadar inandırmıştır ki engelin kalkmış olduğunu dahi farketmez.

Öğrenilmiş Çaresizlik Teorisinin Keşfi

Öğrenilmiş çaresizlik teorisi 1967 yılında Prof. Martin Seligman ve Prof. Steven F. Maier tarafından depresyonun bilişsel yapısını anlamaya yönelik yapılan çalışmalar sırasında raslantısal bir gözlem sonucunda ortaya çıkmıştır. Öğrenilmiş çaresizliğin depresyon ve beraberinde birçok sağlık sorunuyla bağlantılı olduğu ortaya belirtilmiştir. Hayvanlar üzerinde yapılan bir çok deneyle öğrenilmiş çaresizlik kanıtlanmıştır.

Köpekler Üzerindeki Deney:

Seligman Köpek DeneyiÖğrenilmiş çaresizlik

Seligman, insanlarda ağır depresyon üzerinde çalışmalar yaparken, köpeklerle yaptığı bir deneyle “öğrenilmiş çaresizlik” durumunu belgeliyor. Deneyin iki aşaması vardır. İlk aşama, çaresizlik hissinin öğrenilmesi, ikinci aşama bu hissin yarattığı edilgenlik halinin gösterilmesi üzerinedir.

Deney, köpeklere elektrik şoku verilerek canlarının yakılmasıyla başlanıyor. Her ne kadar bu davranışın yanlış olduğunu düşünsem de maalesef böyle bir deney yapılmış. Seligman deneyinde yirmi dört tane köpek alır ve onları üç gruba ayırır. İlk gruba kaçış grubu ismini verir. Bu köpeklere düğmeye bastıklarında kesebilecekleri bir şok uygulanır. Seligman ikinci gruba da boyunduruk grubu der, bu köpekler düğmeye bassalar bile şok kesilmeyecektir. Üçüncü gruptaki köpeklere kontrol grubu denilmektedir. Bu köpekler herhangi bir şoka maruz kalmazlar.

Deneyin ilk aşamasında, 3. kontrol grubunun dışındaki köpekler 2 farklı gruba ayrılarak, kafeslere yerleştirilirler. Bunlara A ve B grubu diyelim. Hem A hem B grubundaki köpeklere gelişigüzel bir zamanla, aynı şiddette canlarını yakacak elektrik şoku verilir. Kafesler arasında önemli bir fark vardır. A grubundaki köpekler kafeslerindeki pedala bastıklarında, şoku durdurabileceklerdir. B grubunda bulunan kafesteki pedal ise işlevsizdir. Ancak, A grubu köpekleri pedala bastıklarında, elektrik şoku yalnız A grubu köpekleri için değil, B grubundaki köpekler için de sona eriyordu.

Yani A ve B grubunun köpekleri, eşit şiddette elektrik şokuna eşit süreyle maruz kalmış oluyorlar. Tek fark ise A grubunun şoku durdurabilmesidir.

Deneyin 2. aşamasında, köpekler, üzerinden atlayarak kaçabilecekleri başka bir kafese yerleştiriliyor ve iki grubun davranışları karşılaştırılıyor. A grubu köpekleri, şok ya da şokun işareti üzerine kafesten atlayıp kaçıyorlar. B grubu köpekleriyse pasif bir halde bir köşede inleyerek şoka maruz kalıyorlar ve yerlerinden dahi kıpırdamıyorlar. Burada köpeklerin davranışını belirleyen faktör, acı veren fiziksel uyaran değil (iki grup için aynı), ne yapıp yapamayacakları algısı. B grubu köpeklerinin kaçmamaları aslında ne yapsalar da kurtulamayacaklarını düşünmeleri bir nevi Öğrenilmiş çaresizlik örneğidir. Hayatta çaresiz kaldığımız durumlarla hepimiz karşılaşmışızdır. Aslında bu durumlar bizim onları nasıl algıladığımızla bağlantılıdır. Yaşadığımız şeyin aslında üstesinden gelebileceğimiz bir durum olduğunu ve asla umutsuzluğa kapılmamamız gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Bunun nasıl üstesinden gelebiliriz dersek B grubu köpekleriyle yapılan küçük bir deneyden bahsetmek istiyorum.

Öğrenilmiş Çaresizlik ile Nasıl Başa Çıkılır?

B grubu köpeklerine ödül veya tehdit etki etmiyor, onların çaresizlik içinde çekildikleri köşelerinden çıkartamıyor. Fakat bu çaresiz pasifliğe teslim olmuş köpekleri hareket ettirmek, kaldırıp yürüterek kafesten çıkabileceklerini göstermek, büyük bir fark yaratıyor. Yani yeniden kendi başlarına bir şey yapabileceklerini görüyorlar. Bu sayede B grubu köpeklerinin öğrenilmiş çaresizliği kırılabiliyor. Yeniden kafesten kaçıp kurtulma davranışı göstermeye başlıyorlar. (Deneyi merak edenler için videosunu aşağıya bırakıyorum.)

  • Öğrenilmiş çaresizlik kavramı göz önünde bulundurularak başarının aslında sayısız başarısızlıktan sonra geleceği unutulmamalıdır.
  • Başarısızlıklarınızdan her zaman başarıya giden yolda ders alın. Asıl önemli olan şey ”Başarısız olmamız değil başarısızlığa yüklediğimiz” anlamdır.
  • Hata yapmaktan korkmayın! Hatalarınızdan ders çıkarın.
Seligman’ın Köpekleri Deneyi

Pireler Üzerindeki Deney:

Bu deneyde ‘’Pireleri alıp, bir kavanozun içine yerleştirip kapağını da açık bırakmışlar. Bir süre sonra pirelerin hepsi zıplayarak kaçmışlar. Bunu bir kaç kez tekrarladıktan sonra, bu kez de kavanozun kapağını kapatmışlar. Pireler yine zıplayıp çıkmaya çalışmışlar, ama her defasında kapağa çarpıp geri düşmüşler. Uzun bir süre sonra kapak açılsa da, pirelerin zıplamalarına rağmen dışarı çıkamadıkları gözlenmiş. Artık ne pireler kapak seviyesini geçecek kadar zıplamayı becerebiliyorlar, Ne de kavanozdan çıkmaya çabalıyorlarmış. Bu nedenle artık kapağı kapatmaya gerek kalmamış, çünkü açık da olsa pireler kaçmayı başaramıyorlarmış.’’ Bu iki deneyin örneklerini çoğaltmamız mümkün ancak hayvanlarda olan durum maalesef bizde de söz konusudur. Tek fark bizim bu durumun üstesinden gelebileceğimizdir.

Öğrenilmiş Çaresizlik ve Filler

Bir yerde okumuştum filleri Hindistan’da filleri eğitmek için bebekken kalın bir zincirle kazığa bağlanırmış Bu sayede kaçması engellenirmiş. Bebek fil kaçmayı defalarca dener. Ancak zinciri koparmaya da gücü yetmez. Yıllar geçtikten sonra o fil kocaman olur. Ama onu kocaman kafeslere koymazlar. Ayaklarına küçücük bir zincir bağlanır. Bir düşünün onlarca ağırlığa sahip olan filler nasıl oluyor da kaçmıyorlar? Aslında isteseler o küçücük demir zinciri parçalayabilecek olan filler bunu yapmıyorlar. Neden mi? Onlar kurtulabileceklerini düşünmüyorlar. Kendilerin de olan gücün farkında bile değiller. Kurtulmak için uğraşmıyorlar bile bunun adı ne biliyor musunuz ”öğrenilmiş çaresizlik”. Kaçmak, kurtulmak senin elindedir ama yapamazsın olmaz.

Çünkü şartlar seni yapamayacağını düşündürür. Tıpkı kocaman fillerdeki gibi tek bir hareketle o zinciri kopartıp  özgür olabilirsin. Ama bu hiçbir zaman yapılmadı. Kaçmak için hiçbir çaba gösterilmedi. Bu bir çeşit kabulleniştir, boyun eğiştir. Peki ya hangimiz bu zincirlere bağlı değiliz, hangimiz bu zincirleri kırma cesaretini gösterdi? Zincir demek sizi siz yapmaktan çıkaran, Özgürlüğünüzü kısıtlayan, sizin hayatınızı ters düz eden her şeydir. Peki ya siz kendi zincirlerinizi kırdınız mı? Gücünüz var mı yok mu? Yoksa kocaman filler gibi ümitsizliğe kapılıp hiç denemediniz mi? Yoksa gücünüzün farkında mı değilsiniz? Unutmayın ki yeterli olan sadece kendinize inanmak ve sayısız denemede başarısız olsanız bile tekrar deneyebilmenizdir. Hata yapmaktan ve düşmekten korkmayın. Biz insanlar yara almadan öğrenemiyoruz bazı şeyleri belki de özgür olmak için dizlerimizin kanaması gerekiyordur.

Öğrenilmiş çaresizlik- Filler

Karşınıza çıkan engellerin sizi pes ettirmesine izin vermeyin. Yaptığınız hatalar sizi siz yapan şeydir. Hatalarınızdan ders çıkarın. Yeni başlangıçlar yapmaktan asla korkmayın. Unutmayın kırılmayan şey fillerin ayaklarındaki zincirler gibi fiziksel değil zihinseldir. Hayatta sizi yapamayacağınıza inandırmaya çalışan insanlar olacak onlara kulak asmayın. İsteyin ve başarın. Bu yazımda öğrenilmiş çaresizlik nedir, nasıl başa çıkarız bunlardan bahsettim umarım beğenirsiniz.

Logoterapi ve İnsanın Anlam Arayışı

Nomofobi Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Kişisel Gelişim Kitap Önerisi

İlgili Makaleler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.

Başa dön tuşu